Hep tedirgin, hep diken üstünde maç izlemek kadar zor bir şey yoktur. Neden mi diken üstünde? Takımınıza güvenmediğinizden. Neden mi tedirgin? Takımınız güzel, göze hoş bir futbol oynamadığından.
Teknik heyet ve biz taraftarlar sahaya sürülen oyuncuların ne yapacaklarını merakla izliyoruz. Hatta teknik heyetin kafasında şöyle bir soruda var. “maçı kaybedersek millete ne cevap vereceğiz.”
2013- 2014 sezonuna Trabzonspor rakiplerinden daha önce başlamasına rağmen benim gözümde hala hazır olmayan bir takım izlenimi bırakmakta. İstedim ki takımı bir yerden tutup kaldırayım fakat nafile. Ne çok koşan bir takım, ne çok genç bir kadro, ne çok pas yapan bir takım, ne yeni futbolcular… v.s. Bu takım Şenol Hoca zamanında bunun üç dört kat üzerindeyken, takıma katkı yapılmadığı gibi, takımda bir sürü eksikler göze çarpmakta...
Beşinci hafta da hala sağda solda kanatlarda futbolcu dener olduk. Sanki amatör kümedeyiz de kimin nerede daha başarılı olur onun arayışı içerisindeyiz. Resmen futbol bilgisi konusunda taraftarlar teknik heyetin önüne geçmiş durumda. Bu yüzden uzun zamandır Volkan’ı eleştiriyordum ve de haklı çıktığımı sanıyorum. Şimdi Zeki denen kardeşimiz kaldı geride. İşini iyi yapamayanı “Trabzon’un evladı”diyerek bizlere çile çektiremezsiniz. Zeki Yavru kardeşimiz 1461 Trabzon’da başarılı olabilir. Orası da bizim kulübümüz. Ama görüldüğü üzere Zeki Yavru kardeşimiz Trabzonspor da top oynayacak kapasite de değildir. Yine orta saha gibi önemli bölgenin Aykut Akgün’e teslim edilmesine sıcak bakmıyorum. Allah aşkına yanlış mı düşünüyorum?
Hocanın bir an önce takımın bir yönüne ağırlık vermesi şart. Mesela eğer Beşiktaş gibi çok koşan, mücadele eden takım olamıyorsanız, bu sefer topu koşturun ve çok pas yapan takım olun. Fenerbahçe ve Galatasaray gibi yıldızlara da sahip olmadığınızdan onlarla mücadele edecek bir yol bir plan çizmelisiniz kendinize. Hiçbir zaman aşağıdaki takımlarla kendinizi kıyaslamamalısınız. Bizler dört büyükler statüsünde bir kulüp olduğumuzdan bizlerin rakibi diğer büyük üç kulüptür. Bizim sahada terlettiğimiz bordo mavi renkler diğer Anadolu kulüplerinin taşıdığırenklere oranla bir nebze de olsa daha ağırdır.
Fatih hoca Galatasaray’dan ayrıldığında aklıma gelen ilk soru “acaba yerini kim doldurabilir?” oldu. Tıpkı Şenol Hocanın yerinin doldurulmaya çalışıldığı gibi. Bazı hocalar renklerle bütünleşmiş durumdadır ve onların yerine gelenler bir türlü dikiş tutturamaz. Süreç hayırlı olur inşallah bize de Türk futboluna da
