Size düşman diyemedik
Seksen dört Eruh’unda
Niyetleri bilemedik
Üç beş çapulcu dedik
Bu günleri göremedik
Sabrettik ve bekledik
Size düşman diyemedik.
Kara sırtlan sürüleri; içeriden, dışarıdan
Kandırdı saf çocuğunu masum Anadolu’nun
Dağlara salık verdi, söndürdü hayatını
Ayırdı anasından, babasından, Fatma’sından…
Günler, aylar, yıllar geçti; sene otuzu aştı!
Yetti artık yetti, canımıza tak etti!
Yuvaya dönüş için, af çıkarttık sizlere;
Taviz aldık dediniz…
Göğüs gerdik her şeye dağdan getirdik sizi,
Yine dağa gittiniz…(!)
Seyyar mahkeme kurduk güney sınırımızda,
Diz çöktürdük dediniz…
Bayrağı çiğnediniz, halkı tehdit ettiniz…
Ya sabır! dedik, başka bir şey demedik.
Çember daralınca dağlarda, mağaralarda
Emir verdi kuklacı;
Açlıktan ölün! dedi, mahpustaki damlarda!
Sıktı artık, yetti artık; deniz bitti, sabır bitti, yol bitti !
Bu böyle gitmez, gidemez, gitmeyecek;
Korkuyorum bir şeyler olacak, bir şeyler olacak…
Size düşman diyemedik yıllarca
Çünkü komşuydunuz Mersin’de Adana’da,
İstanbul’da, Van’da, Bursa’da…
Beraberdik Çanakkale’de, Dumlupınar’da,
Düşmanı sele boğduk Sakarya’da…
Ne oldu böyle bize! Neler oluyor size?
Yine dışarıdan gelseydi düşman,
Gözünü çoktan oyardı bu millet!
Yapmayın, yakışmaz size zillet
İllet oldunuz illet,
Bu ülkeye musibet…!
Size düşman diyemedik ama,
Unutmadık Millet-i Sadıka’nın(!)
Toplu katliamlarını…
Çok benziyor kusmuklar;
Neslimizi kemiren
Truva atısın sen!
Ekmeğimizi yedin, suyumuzu içtin
Şimdi karşımıza mı geçtin…!?
Sen aslında bir hiçtin!
Beslediler büyüdün, beslediler büyüdün,
Başın bacaya vurdu,
Sanki bu, kanserli bir urdu…!
Demişti Yakup Kadri, demişti Yaban’ında:
Mitralyözden korkmayız biz,
Korkmadık, korkmayacağız
Yeter ki düşmanca gelsin, açıkça gelsin, cepheden gelsin…!
İçeride başlarsa nifak,
Bizi asıl bu mahvedecek, bizi asıl bu mahvedecek ...
Meğer Yaban dediği buymuş,
En zehirlisinden, en çıngıraklısından
Bağrımızda büyüttüğümüz bir yılanmış…
Size hala düşman diyemiyoruz
Yorulduk, bıktık, usandık;
Bunca kanı, bunca gözyaşını
Artık silemiyoruz..!
Birlikte yaşadık birlikte yaşıyoruz
Size hala düşman diyemiyoruz.
Bu millet toprak vermez
İstemez ya… İstese de veremez!
Bunu anlayın artık
Düzenbazlar gerisinde perdenin
Gereği var mı sevindirmenin!
Tarihe bak:
Arz-ı Mev’ut, Ararat,
Dillerinde nakarat!
Ciğerimin nefesiyle
Yüreğimin sesiyle
Söylüyorum;
Artık bitsin bu acı!
Gelin birlik olalım.
Görüyorum,
İpler koptu kopacak!
Korkuyorum,
Kötü şeyler olacak!
Kötü şeyler olacak…!
Abdullah GÜLAY
10 Kasım 2012