Maç gününü bekledik ve Manisa’yla karşılaşan ekibimizi büyük değişikliklerden sonra acaba ne durumda diye gözlemlemeye başladık. Gidenlerin yerlerine alınanları meraklı gözlerle takibe aldık. Geçen seneden bu yana neler değiştiğini ve nasıl bir kamp dönemi geçirildiğini izlemeye koyulduk. Ayrıca en büyük etkenin özlem olduğunu unutmamak gerek.

Manisa’yla oynarken alınan futbolcuların ferdi becerilerinin olduğunu fakat takım ruhunun daha oturmadığını gözlemledik. Futbolcular saha içinde arkadaşlarıyla büyük bir uyum sorunu yaşadılar. Bir de erken bulunan golün rehaveti onların disiplinden kopmasına, bu günü atlatalım da önümüzdeki maçlara bakarız düşüncesine sevk etti.

İnter maçında beklenmedik bir bağ, beklenmedik bir hırs ve disiplinden kopmadan mücadele ettiklerinden kazandılar. Herkes sahada sadece ben varım mantığıyla oynadığından, kendini göstermeye çabaladığından görevini eksiksiz yaptı.

Ardından bir önceki yazımızda belirttiğimiz gibi şımardılar ve rakibi küçük görmelerine rağmen formanın ağırlığıyla Belediye’den üstün oynadılar. Sonlara doğru ise bu maçı da böyle bitirelim bir sonraki maça bakacağız artık mantığı yerleşmeye başladı kafalarda. Disiplinden kopunca da beklenmedik bir yenilgi aldılar. Belediyespor’un belli bir üstünlüğü olmamasına rağmen maçtan galip ayrıldı, sebebi bizdeki konsantre eksikliği. Trabzon’un İnter galibiyeti İnter’e yararken aynı şey Trabzon için söylenemez.

Daha sonra beyin olarak kayıp iki maçın ardından her halükarda kazanırız diye güle oynaya Samsun maçına çıktılar. Bunu Burak’ın attığı golden çözebilirsiniz, çözebiliriz. Sevinirken kenetlenip bizler buradan başlıyoruz imajı verdiler. Baskı ve oyun sitili Samsun’dan üstündü elbette. Yalnız yine rehavet ve disiplinden kopma beraberlikle sonuçlanan, puan kaybı yaşanan bir maç sonuca yansıdı. Belki de Trabzon’un çıktığı maçlarda bir sıfır yenik başlasa daha sonra kendini toparlar. Tıpkı İnter’in bizden sonra toparlanması gibi…

Peki Trabzon ne yapmalı? Birincisi kesinlikle disiplinden kopmadan maçın doksan dakika olduğunu beyinlerine kazımalılar. İkincisi eğer beraberlik veya yenilgiyle sonuçlanabilecek maçlarda bir gol atmışlarsa ikinciyi ciddiyetle aramalılar. Tek sayı farkla önde gidilen maçlar garantili olmadığı gibi telafisi de zora giriyor. Maçtan önce hocanın bu maçta sizden üç gol bekliyorum diyerek onları bir sonraki goller için motive etmesi gerek. Onlara sorumluluk yükleyerek saha içinde bir gol bulduktan sonra dağılmalarını, disiplinden kopmalarını önlemeli. Bir diğer hususta ilk galibiyet alınana kadar Şenol Hoca takımın kemik kadrosuyla çok oynamamalı. Sabit bir on bir belirlemeli ve onları devamlı hazır tutmalı. Kadro genişliğini sırf muhabbet olsun diye sahaya değiştirip sürmemelidir.

Ben inanıyorum ki Karabük karşısında da futbolcular beyin olarak değişmediği sürece aynı hezimet yaşanacaktır. Üstelikte Karabük Belediye buradan üç puan aldı biz neden almayalım düşüncesiyle maça asılırsa inanın Trabzon’un işi çok zor olacak.

Dileğimiz bir an önce kötü gidişin son bulmasıdır. Kötü gidiş futbolcular ve oyun düzeninden kaynaklanmıyor. Sadece konsantrasyon eksikliği ve beyin olarak disiplinden kopmadan kaynaklanıyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.