Seçimlere birkaç ay kala siyasete soyunanlar da yavaş yavaş ısınma turlarına başlıyorlar. İstanbul’dan sahneye çıkma niyeti olan Karadenizliler henüz somut bir adım atmış değiller ya da bizim haberimiz olmadı. Çok derinden ve sessiz hazırlanıyorlar belki de. Onu önümüzdeki gün ve aylarda göreceğiz.

Fakat Şalpazarı Ak Parti ilçe başkanlığından istifa ederek milletvekili aday adayı olan Av. Nevzat Çabuk, geçen hafta sonu İstanbul’a geldi ve özellikle Şalpazarlı hemşehrilerinin yoğun olduğu bölgelerde bazı sosyal aktivitelere katılarak destek talebinde bulundu. Onlar da aday adayına tam destek sözü verdiler. Nevzat Çabuk İstanbul’dan memnun bir şekilde Trabzon’a döndü. Yalnız, aradan birkaç gün geçtikten sonra konu hakkında fikrini sorduğum bir Şalpazarlı, “İyi bir sıradan aday gösterilirse can-ı gönülden destekleriz. Fakat seçilmesi zor bir yerden gösterilirse kusura bakmasınlar. Şalpazarı kimsenin oy deposu olmamalıdır” dedi. Benden hatırlatması…

Bu noktada “Trabzon’dan aday olmak isteyen biri neden gidip İstanbul’larda destek arıyor?” şeklinde bir soru akıllara gelebilir. Düz mantıkla bakıldığında gerçekten tuhaf gibi görünüyor ama biraz yakından incelenirse meseleye vakıf olunabilir. Av. Çabuk’un böyle bir girişimde bulunması, Şalpazarlı sivil toplum örgütlerinin hem gurbette hem de memlekette yaşayan hemşehrilerinin sorunları üzerinde artık iyice müdahil olmaya başladığı, dikkate alınmadan geçilemeyecek bir unsur haline geldiği anlamına gelir. İstanbul’da önde gelen Karadenizli sivil toplum örgütlerinden birinin üst düzey bir yetkilisiyle geçen gün görüştüğümde, “Federasyon deyince benim aklıma ŞALFED geliyor. Gerçekten çok faal çalışıyorlar” dedi.

Davulun sesi uzaktan biraz hoş gelmekle birlikte, yetkilinin söylediği de yanlış değildir. ŞALFED’in içinde olanlar belki de kendilerini o kadar başarılı görmüyorlardır ama bu işler de birden bire olmuyor. Sivil toplumculuk ülkemizde –bazı sebeplerden ötürü- yeni yeni gelişen bir alan. Derneklerin kuruluş tarihi çok eskilere gidiyor olabilir, ancak devletin sivil hareketlere peşinen şüpheyle yaklaşması bir takım prosedürel zorlukları da beraberinde getiriyordu yakın zamana kadar. Şimdi onlar da geride kaldı çok şükür ve tek başına hayata tutunmanın giderek zorlaştığı dünyada herkes bütün gücüyle sivil toplumculuğa bir ucundan katılmalı diye düşünüyoruz.

Av. Çabuk’un ziyaretleri sırasında, bugüne kadar pek de üst perdeden seslendirilmeyen ama sürekli konuşulan bir konu da gündeme geldi. O da Trabzon merkezin doğusunda kalan ilçelerinin batıdaki ilçelere göre siyasette çok daha fazla ağırlıkta olduğu konusu… Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına hemen açıklamamızı da yapalım: Bizi bilen biliyor, Trabzon’un doğusu-batısı diye bir derdimiz yoktur. Bugünkü Trabzon bir yana, Cumhuriyet öncesi Trabzon’u hayal ettiğimizi, başta Rize, Giresun ve Gümüşhane olmak üzere bütün bir Doğu Karadeniz’i aynı kültür havzası içinde değerlendirdiğimizi bizi tanıyanlar gayet iyi bilir. Bu uğurda en coşkulu zamanında 61 fenomenine bile karşı çıkıp yoğun tepkiler aldık.

Esas itibariyle bu pek anormal bir durum sayılmaz. Zaten sayı olarak da merkezin doğusunda daha fazla ilçe mevcut. Daha iyi örgütlenip, maddi anlamda da daha güçlü oldukları ise İstanbul’daki Trabzon nüfusunun sosyo-ekonomik durumundan gayet güzel anlaşılıyor. Fakat yine de ortada gözle görünen bir gerçek var. Batıdaki ilçeler gerçekten bu konuda çok zayıf ve geride bulunuyorlar. Ortada kimsenin kimseyi suçlayacağı bir durum da yok, batıdaki ilçelerin daha sıkı çalışıp, taleplerini gerekli mercilere iletmesi ve sonuç almaya çalışması gerekiyor. Bunun yolu da sivil toplumculuğun gelişmesinden, horonda pek güzel gerçekleştirilen birlik ve beraberliğin günlük hayat pratiğine dökülmesinden geçiyor.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.