Tatilin de araya girmesiyle uzun ara verdiğim yazılarıma geri dönmenin zamanı geldi de geçiyor sanırım. Çıkınımı omuzlayarak çıktığım Şalpazarı seyahatinde hedef memleket olunca yolların nasıl bittiğini anlamadım bile. Özlemin verdiği kavruklukla yeşilin ve mavinin (sema) birleştiği o gizemli kuytuya doğru sürüklenmenin hazzını yaşadım.

Şalpazarı yoluna girince üstü kapalı boğuk bir hava karşıladı bizleri. Dört sokaktan ibaret olan kuytu kasabada her ne varsa, kalp atışlarımı her zaman etkilemiştir. Üç dört tur atarak dövdüğüm parke taşları artık yeter dercesine kafamda oluşan “şimdi ne olacak?” sorusu beni yayla yoluna doğru iteledi.

Yemek yiyip yorgunluk atıldıktan sonra Şalpazarı’nın Acısu istikametine doğru arabanın gaz pedalına bastım. Eskiden Acısu bana çok uzakta olduğu hissi, yolun düzgünlüğünden ve İstanbul’daki zor şartlara alışmadan olsa gerek, pek kısa gelmeye başladı. Acısu’nun kaybolduğunu bildiğimden teğet geçtim.

İlk molamı verdiğim Göllüalan’da soğuk ve sis iyiden iye kendini hissettirmeye başladı. Mısır alıp tadına bakmak istediğimde mısırcıyla hafif bir tanışma faslı geçti aramızda. Üzüldüğüm olaylardan birisi ve can alıcı noktası Beşikdüzü’nden gelip bizim ticaret kapımızı işgal etmişlerdi. Ne demek istediğimi anlamak için Şalpazarlı olmak yeterli.

Yayla havasını iliklerime kadar hissettikçe yeniden doğmuş gibi hücrelerime can geliyordu. İstanbul’un boğuk nemli havasından, her gün yapış yapış olan bedenim rahat bir nefes alıyordu. Sırf bu hava için memlekete gidilip tatil yapılabileceğini iddia ediyorum. Eğlence teferruattır…

Bütün tanıdık yüzleri görüp kısa hoşbeşten sonra çocukluğumuzun geçtiği topraklarda, aklımızda kalan gidilecek yerler ziyaret edildi. Bol bol resim çekilerek o kareler internet siteleri için hafıza kartlarına kazınır. Sevmediğim bir nokta ise çekilen karenin hemen ardından yanındakine gösterilmesidir. İnsanlar eskiden otuz altı pozun bitip, onun karta basılmasını beklerlerdi.

Üzücü bir olay da memleketimde fırsat ekonomisinin uygulanmasıdır. Gurbetçiler geldi diyerek gelirlerini katlama derdine düşen zavallı garibanlara sesleniyorum. Unutmayın ki oraya gelen gurbetçilerin durumu olsaydı zaten sizlerle orada yaşamaya devam ederdi. Sılasını arkada bırakıp üç beş lira para kazanmaya giden kardeşlerinize sakın ola art niyetle yaklaşmayın. Bununla ilgili bir yazı kaleme almayı düşünüyorum ve orada daha geniş bir şekilde anlatacağız inşallah.

Kısa süren memleket ziyaretinden sonra acı da olsa doyduğumuz topraklara doğru yol aldık. Kısmet artık bir daha o sayfanın açılıp açılmaması. Gelir gelmez de ramazan bizi karşıladı. Zaten onu düşünerekten zipli (sıkıştırılmış) bir tatil planı yapmıştık. Buna da şükür demekte fayda var.

Bir sürü konu içerisinden tatille ilgili izlenimler yansıtmak pek tarzım olmasa da sayfayı uzun zaman boş bıraktığımı düşünerek çalakalem karalama gereği duydum.   

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.