Masumca başlayan eylemlerin neredeyse yirmi gün boyunca sürdürülmesi iki açıdan ele alınabilir. Bunlardan birincisi eylemciler isteklerinde gerçekten samimiler (asla ağaç meselesi değil ) ki direnmeye devam ediyorlar. İkincisi yirmi gün boyunca eylemin sürmesi bazılarının istekleri doğrultusunda destek bularak devam etmesidir.

Başbakanımız olaylara mümkün olduğunca olumlu yaklaşarak süreci elinden geldiğince değiştirmeye çalıştı. Olayların akışına göre fikirlerini de yer yer değiştirdiği oldu. Mesela eylemin ilk günlerinde CHP ve marjinal gurupların karşısında durarak proje devam edecek dedi. Daha sonraki günlerde Avrupa’nın ve dünya basının olayları kaşıması üzerine sırf ekonomiyi düşünerek ve dış güçlerin oyunlarını boşa çıkarma münasebetiyle kanunlar çerçevesinde yönünü değiştirdi. Aslında ilk günlerde onunda arkasında büyük bir halk desteğini görmüş ve projeye devam kararı almıştı. Fakat sorunsuz bir Türkiye hiçbir ülkenin istediği görünümü arz etmiyordu. Sırf ülkeyi düşünerek başbakan proje için açık kapı bıraktı…

En gıcık görünüm de CNN, BBC gibi kanalların ülkede savaş çıkmışçasına yayınlar yapması bizleri derinden yaralamıştır. Demek ki yıllardır benim ülkemde oynanan oyunları siler kurguluyormuşsunuz. Gerçi bunu ben biliyordum da bilmeyenler, o doksan doğumlu internet gençliği için tekrar ettiğiniz için az uyanık olanlara bir ders olmuştur inşallah.

Eylemcileri savunanlara sesleniyorum. Polis müdahale eder “vay gençlere polis şiddet uyguladı” polis müdahale etmez bu sefer polisi, polis imdattan arayarak “biz buradayız siz neredesiniz” diyerek onun copuna kaşınırsınız. Bu nasıl ikilemdir anlamış değilim.

Başbakanın eylemcilerin sesine kulak vermesini isteyen güruh… Sizler sesiz çoğunluğun sesine ne kadar kulak veriyorsunuz Allah aşkına bir söyler misiniz? Bizlerde mi sokaklara çıkıp kırıp geçirelim ve sizlere benzeyelim? Paylaştığınız haberlerin ve görüntülerin yarısı yalan çıkıyor, kimleri ikna etmeye çalışıyorsunuz. Filistinli yaralı çocuğun resmini oradaymış gibi paylaşmakta amacın ne olabilir ki?

Tutturmuşlar emirleri verenleri hükümet cezalandırsın veya açığa alsın. O zaman ne olur biliyor musun? Bu mücadeleyi devlete karşı kazanmış olursun ki devleti, devlet için kötü emeller besleyenler karşısında küçük düşürmüş olursun. Sen sanki yaktığın otobüslerin ve otomobillerin, dağıttığın iş yerlerinin tazminatını veriyor musun? Sen devletin uğradığı zararı karşıla devlette o polislere emir verenleri açığa alsın veya onlara bir takım yaptırımlar uygulasın.

Bizleri bir birimize bağlayan değerlerimiz varken, bizler Türk vatandaşları olarak “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” düsturuyla hareket ederken nasıl oluyor da bir birimize girip başkalarını sevindiriyoruz. Neden tek yürek olup “dış basın benim ülkemdeki olayları neden abartıyor” diyerek onlara karşı tepkimizi ortaya koyarak bir birimize destek olmuyoruz?

Bizler “düşmanımın düşmanı benim dostumdur” mantığıyla illegal örgütlerle iş birliği içine girdik. Yazık. Milliyetçilik mi? Evet ben milliyetçiyim. Vatan severlik mi? Evet oyum. Peki gezi parkında bunlardan hiç birinin görüntüsü var mıydı? Aklı başında olanlar...

Bazıları diyor başbakan yüzde elliyi evde tutuyor o zaman diğer yüzde elli ne oluyor?. Söyleyeyim. Onların içerisinde ülkücü kardeşlerimiz var ki olaylara destek vermemişlerdir. Onlarda nerden baksan yüzde yirmi civarında kabul edilirse geriye kalan yüzde otuzun en az yüzde yirmisi ak partili olmadığı halde bu eyleme destek vermemiştir.

Yazıya belki duygularımı katmışımdır fakat en iyi yazar da olsa yazdığı yazıyı duygularıyla yazar. Mesele ülke meselesi olunca duygusunu katmayacak babayiğit varsa çıksın söylesin.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.