Evet, ŞALFED’in bundan önceki son istişare toplantısı tam 5,5 yıl önce yapılmış. Oradaki kısa konuşmamda da açıkça ifade ettiğim gibi bu affedilmeyecek kadar uzun bir süre.
ŞALFED’e ve istişare toplantılarına neden bu kadar önem verdiğimizi sonra açıklayacağız. Biz sırayla gidelim. Dün akşam Üsküdar Belediyesi Valide Sultan Gemisi’nde ŞALFED’in düzenlediği istişare toplantısı yemeği vardı. Biz de davetliydik ve büyük bir memnuniyetle gittik. Üsküdar Belediye Başkanı ve Başkan Adayı Hilmi Türkmen de organizasyonu teşrif etti, bir de konuşma yaptı.
Hilmi başkan konuşmasında 31 Mart seçimlerinin genel anlamda önemine vurgu yaptıktan sonra Üsküdar Belediye Başkanlığının başta Kirazlıtepe ve civar mahallelerde yaşayan Şalpazarlılar için taşıdığı anlam ve önemi tekrar hatırlattı. Tevazuu da elden bırakmadan gerçekleştirdiği hizmetleri kısaca anlatan Hilmi Başkan, kişisel kırgınlıklar gibi gerekçelerden ötürü hemşehrilerinin destekten vazgeçmemesi ve hâttâ seçime kadar herkesin kendisinin iki katı gayret sarf etmesi gerektiğini ifade etti.
Hilmi Başkan başka programlara yetişmek için gemiden erkenden ayrılınca mola verildi ve davetlilerin çoğu güverteye çıktı. O esnada hoparlörden kemençe sesi gelsin, bir de horon başlasın mı? “Eyvah! İstişare mistişare kalmayacak, kaynayıp gidecek” diye endişelendim. (Yalnız buraya bir not düşelim. Güvertedeki horon bana göre muhteşem bir horon oldu. Bunda muhakkak ahşap zeminin de etkisi vardır. Özellikle kadim dostumuz Abdullah Bulut’un ortadaki yönetimi olağanüstüydü, belki farkında bile değildi ve kendisi için son derece sıradan bir şeydi. Bilmiyorum. Horon eylemi coşku, katılım ve süre açısından değerlendirilirse Trabzon’un diğer ilçeleri Şalpazarı’nın yanına bile yaklaşamazlar. Aksini iddia etmeye kalkan komik duruma düşer)
Horon devrini bulmuş, ben istişareden ümidi kesmişken birden moderatör Erol Yanık’ın anonsu duyuldu, herkesi salona davet ediyordu. Derin bir nefes almıştım.
Bizim de söz isteyip birkaç kelam ettiğimiz konuşmaların geneline endişe hâkimdi. Hilmi Türkmen’in kazanamaması halinde Şalpazarı ve Şalpazarlıların ne kadar büyük bir kayba uğrayacakları, kişisel beklenti ve kırgınlıkların bu kayıp karşısında son derece önemsiz oluğu tekrar tekrar vurgulandı. ŞALFED Genel Başkanlığını Nisan ayında yapılacak kongrede bırakacak olan Semih Durmuş da kapanış konuşmasında pek de parlak bir dönem geçirmediğini zımnen kabul ederek herkesten helallik istedi.
Semih Durmuş, yarım asrı geçen ömrümüzde tanıdığımız en düzgün karakterli insanlardan birisi. Bu durumun, bizim eleştirilerimizi de frenlediğini kabul ve itiraf etmeliyim. Gerçi ŞALFED’in sönük bir dönem geçirmesinde bütün sorumluluk Semih hoca ve yönetimin değildi, ayrıntılara girmeyelim.
ŞALFED’e neden bu kadar önem veriyoruz? Onu müsaadenizle müstakil bir yazıyla izah etmeye çalışalım, şimdilik yıllar sonra da olsa düzenlenen istişare toplantısının ve muhteşem horonun keyfiyle yetinelim.