İlk çalan düdükle birlikte sindirilmiş hakemlerimiz gözlemlemelerine başlıyor maalesef. Güzide hakemlerimiz bakıyor rakip takım Galatasaray’dan daha diri daha güzel futbol oynuyor, işte orada devreye adaletten çok kafada şekillenmiş plan giriyor. Rakip takım oyuncularından birine kırmızı kart göstererek rakibin direncini kırarken Galatasaray’a da moral aşılamış oluyor. Belediye maçında kırmızı kartlık bir pozisyon olmadığı gibi seri bozulmasın misali kırmızı kart çıkarılmıştır. Belediyenin seyircisinin olmayışı ve yönetiminde sesinin Galatasaraylı yöneticilere oranla az çıkacağından hakemlerimiz eşeğini sağlam kazığa bağlamışlardır. Aksini iddia eden varsa hodri meydan.

Bundan önceki yıllarda hakemlerimizin kara bulutları Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’dı. İstedikleri gibi takım kollayıp Fenere ters hareketlerde bulunamıyorlardı ve tek kollanan takım Fenerbahçe’ydi. Şimdi Aziz Yıldırım içeride pasifize edilmişken, Fenerbahçe de başsız halde kendi derdiyle cebelleşir hale gelmiştir. Bunu fırsat bilen Galatasaray camiası haklı haksız bütün maçları kör topal kazanır oldular. Galatasaray güzel, göze hoş futbol oynayamadığı gibi farklı kazanmasının tek sebebi rakibin hakemler tarafından eksik bırakılmasıdır. Bundan sonra rakiplerin Galatasaray karşısında on kişiyle mücadele edeceklerini göze alıp bir B planı hazırlamaları şarttır. Türk futbolunun gereği bu ve yapacak hiçbir şey yok…

Peki Beşiktaş koruyup kollamaların neresinde kalıyor diye sorgulamak gerekirse, Beşiktaş Avrupa maçlarıyla seyircinin gazını aldığından Türkiye ayağında Galatasaray gibi korunup kollanmamaktadır. Beşiktaş seyircisi Avrupa başarısıyla gereken teselliyi bulup susuyor. Aksi taktirde onlarda biliyor ki Quaresma yoksa takım basit bir Anadolu takımı görünüşünden farksızdır. Bu yüzden dengeli gidiyorlar desek yeridir. 

Bu adaletsizliğin karşısında Trabzonspor’un olaylara yaklaşımı çok yanlış ilerlemektedir. Hala geçen yılki şampiyonluğun ve kupanın peşine düşen Trabzon kendine dahi hayrı olmayan Fenerbahçe ve TFF ile kafayı yemiş durumda. Haksızlığa uğradığı için çok konuşuyor, çok konuştuğu için tepki çekiyor, tepki çektiği için saldırıya uğrayıp bu sefer savunmaya geçiyor. Kaynayan cadı kazanı yüzünden bu sene Trabzon hak ettiği futbolu oynayamadığı gibi puan olarak da oynadığı futbolla hak ettiği yerdedir. Ağlayıp sızlamanın ne puan cetveline faydası var, ne de sizleri futbol arenasında haklı gösterir. Laf değil icraat lazım.

Geçelim Manisa maçının ince detaylarına. Trabzonspor güzel futbol oynayamadığı gibi kazandığı Manisa maçı tamamen şans unsurudur. Düşüşün lige verilen arada halledileceğini uman biz taraftar grubu tamamen hayal kırıklığına uğradık. Maç sonunda hocanın bir takviye konusunda olumlu sinyaller vermemesi ve mevcut kadroyla çalışmaya devam edeceğiz sözleri stresli günlerin bizleri beklediğinin işaretidir. Defans bloğu hala beklentilerin çok altında olmasına rağmen burada bir sorun yok gibi gösterilmesi acaba sorularını akla getiriyor.

Manisa maçında orta sahadan gelen bütün toplar Tolga’da takıldı. Üç dört pozisyonda Tolga hem defans hem de kalecilik görevini yerine getirmiştir. Sesimizin çıktığı kadar tekrar bağırmak gerekirse bağıralım. Bir forvet bir de defansa adam hâttâ defansa adamlar lazım Trabzonspor’da. Konu kapanmıştır. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.