FUTBOL KULÜPLERİMİZ VE YÖNETİCİLERİ

Saygı değer spor camiası ve taraftarları.
Bu yazımızın konusu Türkiyedeki spor camiası ve bu camianın en önemli yerini işgal eden futbol takımlarımızın yöneticileri nin nasıl iş başına geldikleri, neleri başardıkları, Ülkeyi yöneten, hatta ülkemdeki tüm kurumların yöneticileri, Devlet kademesindeki bürokratlar ve memurlar ile özel sektördeki ücretli yöneticiler olduğu halde , benim Ülkemdeki spor özelliklede FUTBOL kulüpleri neden iş adamları veya mütaitlerce yönetilmektedir.

İş adamlarımız Tüccarlarımız ve Mütahitlerimizin yapacak işleri mi kalmadı ? veya bu iş dünyası insanlarımız futbol kulüplerinin başkanı veya yöneticisi olarak ne amaçlamaktadırlar. İşleri yüzünden başlarını kaşıyacak zaman bile bulamayan bu iş dünyası insanları sıra futbol takımlarımızın başkanlığı veya yöneticiliğine gelince her şeyi bir kenara bırakıp hemen işe koyulmaları manidar değilmidir.

Biz demiyoruz ki, bu iş dünyası insanları bu işlerin içinde olmasın. Fakat bu kadar hevesli olarak Türkiyenin en prestijli iş adamları veya oğulları harhangi bir klüp başkanı veya yöneticisi olmak için can atıyorlar.
İş dünyası insanlarımız aynı sevgiyi Ülkeyi yönetmek için politikaya girip mücadele ederek de yapmış olsalar onları anlarım ve saygı da duyardım. Siyaset Ülkeye hizmet etmenin en başta gelen yoludur. Futbol kulübü yöneticiliği Ülkeye kısmı de olsa hizmet etmiş gözükmektir, veya başka bi şeydir.

Türkiyede ve Dünyada geçmiş yıllarda spor kulübü başkanları halkın içinden insanların çoğunluğunu oluşturduğu insanlardan oluşmaktaydı. Ülkemizde genelde siyaset yapanlar geçmişte halkın içinden gelen insanlardı. Bu az da olsa şimdilerde spor kulüplerimizin yolunu takip etmeye başladı. Yani siyaset yapanlarda tüccar veya işadamı kimliğine bürünmeye başlıyorlar.
Futbol kulüplerimizin yöneticilerine örnek verecek olursak Beşiktaş eski başkanı Sayın Süleyman SABA gösterilebilir. Bir istikrar abidesi olarak Beşiktaş gibi Ülkemizin güzide bir kulübünün başkanlığını onbeş yıl gibi uzun bir zaman yapabilmiştir. Kendisi bir Devlet memuru emeklisi iken bunu başarabilmiş ender yöneticilerdendir.

Ülkemizin Siyasetine yön verenler de genelde, Devlet memuru Bürokratlar tarafından oluşmaktadır.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK , İSMAT İNÖNÜ Osmanlıda Subaydır.
Süleyman Demirel , Turgut Özal , Kemal Kılıçtaroğlu, Mehmet Ağar, Alpaslan Türkeş, Devlette memur ve Bürokrattır.
Bülent Ecevit Gazetecidir.
Necmettin Erbakan Teknokrattır.
Deniz Baykal , Hüsamettin Cindoruk, Avukattır.
Tansu Çiller , Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli, Abdüllatif Şener, Üniversitede Hocadır.
Abdullah Gül Bankacıdır
Recep Tayyip Erdoğan İşci ve Yöneticidir.

Burda ismini yazamdığım bir çok siyasetci nin hemen hemen tamamı ücret karşılığı çalışan insanlardan oluşmaktadır. Bu insanlarımız ın Ülke , Millet ,Bayrak sevgisi uğruna Ülkeyi yönetme taleplerine her bir insanımız saygı duyup ayakta alkışlamalıdır. Belki de hayattaki en zor işlerden biri de Ülke yönetmek ve onu yönetmeye talip olabilmektir. Bu aynı zamanda en kutsal görevdir. Hakkıyla yapabilenler için. Yukarda isimlerini zikrettiğim bu Ülke için mücadele ve yöneticilik yapmış olup hakkın rahmetine kavuşanlara Allahtan rahmet dilerim.

Konumuza gelecek olursak , Türkiyede, bu gün süper lig ve diğer ikinci lig takımlarımız ı ve onların yöneticilerini irdeleyecek olursak bu takımlarımızın hemen hemen hepsinin başkan veya yönetimlerinin büyük kısmının İşadamı, Mütahit, Tüccar lardan oluşmuş olduğunu görürüz.
Ülke yönetimi için teknik kadrolar işe koyulurken , Spor kulüplerimiz için İşadamlarının göreve hücum etmeleri normal değildir. Kaldıki İşadamlarının işlerinin başında işlerini teslim ettikleri teknik kadrolar onlar adına işlerini yürütmektedir. Hangi iş adamı başarısız olan bir (Ceo)ya, yani üst düzey yöneticisini işinin başında tutabilir. Ama kendileri kulüplerin başkanı veya yöneticileri olarak başarısız dahi olsalar o koltuklarını bırakmamak için mücadele ve lobi yapmaya devam ederler.

Spor kulüplerine üyelik başlama aidatları ayrıca büyük kulüpler için taraftarların ödeyeceği bir miktar da değildir. Takımların taraftarları her şeyleri olacak, Maçlarda çile çekecek, Yayıncı kuruluş için dekoder satın alan tüketici olacak, Takım zorda olduğu zamanlarda yardım ve olan harçlıklarını verecekler. Fakat Yönetici veya yöneticiler seçilirken onlara kimse danışmayacak. Vay be ne ala Dünya. Çünkü taraftarlar çok ,Oysa seçiciler az olmalı ki lobi yapılsın üstelik fiyatlar yüksek olsun ki birkaç işadamı birilerinin üyeliğini yapıp aidatlarını ödesin, O üyelerde efendisinin istediği şekilde oy kullansın. Ama Siyaset çok zor milyonlarca insan ve bir o kadar oy kim verecek niye verecek.? Klüp başkanı olursan bir kaç da ihale aldınmı değme keyfine.?

Dünyada son yıllarda özellikle futbol bacasız bir sanayi olmuştur. Avrupa nın çoğu takımlarını zengin işadamları pazarda satılan bir ürün gibi satın alabilmektedir. Libya Lideri Kaddafi İtalya da, Rus İşadamı İngiltere de olduğu gibi her dileyen her istediği takımı satın alır duruma doğru hızla gidilmektedir. Futbol kulüpleri günümüzde şirketleşip borsada hisseleri nin satılmaya başlamasıyla pazarda satılan herhangi bir ÜRÜN, niteliğine bürünmüştür.

Tam da burada futbolun geleceği yok edilmeye mi başlandı diye sorabiliriz.

Takımlar ı var eden onu destekleyenlerdir. Ona Aidiyet duygusu içinde bağlı olanların verdiği maddi ve manevi desteklerdir. Futbol bu hızla metalaştırılıp alınıp satılan Eşya haline getirildikçe zaman içinde bu spor un seyircileri kaybolacaktır. Ticari değeri de düşüp yok olacaktır. Bu günün bacasız sanayisi olan meşin yuvarlak ve bunun bir kıyısından nasiplenen milyonlarca İnsan kendi kazançlarını kazdıkları kuyudan nasıl çıkaracaklarının hesaplarını da yapmaya başlasalar fena olmayacaktır.

Futbol takımları taraftarları ile birlikte yönetilmelidir. Bu gün Başkan ve yönetici olanların iş adamı veya zengin olmalarına gerek te yoktur. Olabilirlerde, Yeterki şeffaf bir yönetim anlayışı, Uyumlu bir ekip çalışması dürüst işini bilen ve Futboldan anlayan iyi yönetim kabiliyeti olanlar işilerin başına gelsinler. Bunların gerçekleşmesi Ülkemizde değil tüm Dünyadaki futbol takımları için yaşamsal önem arzetmektedir. Yoksa yarın hiç sevmediğiniz biri gelir kulübünüzü satın alır ve dilediğini yapar. Sizin Milli ve Manevi duygularınızın , Sevginizin hiç de önemi kalmayacaktır.

HOŞCAKALIN.

HARUN ÖZDEMİR.
TRABZONSPOR KONGRE ÜYESİ.
Trabzon Şalpazarı Dernekler federasyonu Kurucu ve 1. 2. Dönem genel Başkanı.
Trabzon Federasyonu Kurucu Genel Başkan Vekili.
Karadeniz Konfederasyonu Kurucu Ve Genel Başkan Yardımcısı
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Mehmet Özdemir 11 yıl önce

Harun abi, trabzonspor veya herhangi bir takımın taraftarları kendi içlerinden çıkıp başkanlığa aday olan bir kişiye oy verebilir mi, bu da tartışılması gereken bir mevzuu.Yıllar önce bir başkanlık seçimi öncesi gazetede adaylar ve projeleri yazıyordu; biz de tabi okuyoruz, o esnada arkadaşıma dedim ki, bak bu adayın projeleri güzel bunun seçilmesi lazım. Arkadaş, yok dedi, Nuri albayrak seçilirse daha iyi olur,çünkü takıma yıldız futbolcu alacak. Yani kısacası demek istiyorum, bizim taraftar o hale getirilmiş ki,yıldız futbolcu alacağım diyenler başkan seçiliyor. başka bir kriter göz önüne alınmıyor. Taraftarın önce bilinçlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.