Öne Çıkanlar Şalpazarı Tuzlaspor dayanışma yerel seçimler Okan Dursun

Bir kongrenin düşündürdükleri…

Dün Sancaktepe’de bir dernek kongresinde demokrasi şöleni yaşandı. Ağasar Şalpazarlılar Sancaktepe Kültür ve Dayanışma Derneği’nin 13. Olağan Kongresi vardı ve iki aday yarışıyordu. Demokrasi şöleninin esas müsebbibi de işte bu birden fazla aday olmasıydı. Özellikle hemşehri dernekçiliğinde birden fazla aday çıkması hâlâ yadırganır, bölünmeye giden bir yolun ilk adımı olarak görülür. Dernek bileşenlerinin kongre gelmeden kendi aralarında anlaşarak tek aday çıkmasının dosta düşmana birlik-beraberlik mesajı olduğu kabul edilir.

Hâlbuki bu doğru değildir. Bir kere savaşa gitmiyoruzdur ve istişare-müşavere sonucu ortaya çıkarılan başkan da komutan değildir. Bu inanış, tek aday ve tek listeyle seçilen yönetimlerin neredeyse tamamının rehavet ve atalete kapılmasını, doğru dürüst hiçbir faydalı icraat yapamamasını açıklayamaz.

Biz şölenden devam edelim, daha sonra acı söylemeye başlayacağız. Evet, büyük bir olgunluk içinde bir seçim süreci yaşandı. Oylar kullanıldı, süre bitince sayıldı ve mevcut başkan Soner Bayram net bir skorla rakibi Muhammet Ayaz’ı geride bırakarak bir dönem daha delege iradesinden yetki aldı. Sevgili başkanı ve yönetimini tebrik ediyor, şölenin yaşanmasına vesile olan Muhammet Ayaz kardeşimize de medeni cesaretinden dolayı teşekkür ediyoruz.

Şimdi hadiseye biraz daha yakından bakalım:

Sancaktepe, İstanbul’da Üsküdar’dan sonra Şalpazarlıların en yoğun nüfusunun yaşadığı bir ilçe. Bildiğimiz ve teyit ettiğimiz bilgilere göre Şalpazarlı 12 bin nüfus, sekiz bin seçmen var. Bu gerçekten ciddi bir rakam ve bölge siyaseti üzerinde aynı oranda etkili olması gerekir. Siyasi etkiyi şimdilik bir kenara bırakalım ve dernekten devam edelim. Derneğin 600 üyesi var, fakat dün oy kullanma yetkisine sahip rakam 340 civarındaydı. Onların da 273’ü gelip oy kullandı.

Yani ortaya şöyle bir manzara çıkıyor: Sancaktepe’de dernek üyesi olma şartlarına haiz sekiz bin Şalpazarlı yaşıyor, bunlara hitap eden bir sivil toplum kuruluşu var, dernek üyesi 600 kişi, bunlardan da oy kullanma hakkına sahip olan 340 küsur, gelip oy kullanan da 270 küsur… Demokrasi şöleni diye sevindiğimiz manzaranın arka planı aslında bu.

Gerçekçi olmakta fayda var; civarda ikamet eden bütün hemşehrilerin derneğe üye olması pratikte mümkün olmayabilir. Fakat mevcut sayı bu kadar mı olmalı? Üç-beş bin aktif üyesi olan bir derneğin gücünü düşünebiliyor musunuz?

Bu kolay olmayabilir ama imkânsız değildir. Üstelik “olmaz” diye baştan hiç girişimde bulunulmayacak ya da bir iki denemeden sonra yakası bırakılacak bir mesele hiç değildir. Son derece zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz. “Birlik-beraberlik” lafı artık bizi uyuşturan afyonlu bir sakız olmaktan çıkıp gerçek anlamıyla hayatımızın bir parçası olmalıdır.

Bakınız, bunu iyi niyetliler yapmazsa kötü niyetliler yapıyor. Bir örgüt tam da insanların ihtiyaç ve beklentilerine cevap vererek güçlendi, güçlendi ve sonunda darbeyle devleti ele geçirmeye kalktı. Çok şükür başarılı olamadı ama bu ülkenin son dönem yetişmiş insan sermayesinin önemli bir bölümünü heba etti.

İstanbul’daki Şalpazarı dernekçiliği 30. Yılına gidiyor. Bunca zaman zarfında (asıl yapması gereken şey olan) insanların ihtiyaç ve beklentilerine cevap verebilmek için bir işbirliği mekanizması kursalardı durum böyle mi olurdu?

Dünkü kongreden yola çıkarak Ağasar Şalpazarlılar Sancaktepe Kültür ve Dayanışma Derneği’ni konu aldık ama aslında diğer derneklerimizin durumu üç aşağı beş yukarı hiç de farklı değil. Dolayısıyla aslında genel bir tablo çizmeye çalıştık.

Geç kalmış sayılmayız. Bugünden başlayarak bu konularda hamlelere başlamak icap ediyor. Biz de bu işlere kafa yoran bir gazeteci-yazar olarak fikrimizi ve zikrimizi zaman ve enerjimiz yettikçe beyan edeceğiz. Tatlı yiyip tatlı konuşmakla olmuyorsa dost en acısını söyleyecek. Darılmaca gücenmece yok. 30 yıllık dernekçiliğin geldiği nokta bir sınıfı ancak dolduracak sayıda öğrenciye burs vermekle övünmek olmamalı. Bugüne kadar kongrelerde okunan faaliyet raporlarında çok daha komik icraatlar (!) duyduk da onlar şimdilik kalsın. İleride gerek görürsek onları da lisan-ı münasiple açıklarız.

banner124
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.