Ben de bugünkü yazımı seçimlerde Büyükliman bölgesinin pozisyonu  konusuna ayıracaktım ki, Nurgül Günaydın hanım dünkü yazısında konuya  büyük bir vukufiyetle temas ederek işimi hayli kolaylaştırdı sağolsun.  Aslında yazısının son kısmını aynen almak isterim ama o zaman çok  uzayacak, en iyisi özetleyeyim. Vakti, ilgisi ve internet imkanı olan  herkesin söz konusu yazıyı mutlaka okumasını tavsiye ediyorum.
Nurgül  hanım, Trabzon’un batı ilçelerinde (yani Büyükliman bölgesinde) başta  her şeyin gayet güzel gittiğini, bütün ilçelerin birbirine tam destek  sözü verdiği halde temayül yoklamasına kadar gelen süreçte fısıltı  gazetesi vasıtasıyla bu sözde birlik beraberliğin bir anda berhava  olduğunu yazdı. Daha sonra da üzgün, umutsuz, karamsar ve sitemkâr bir  tablo çizdi. 
Zaman zaman biz de gurbet elden bu konuya temas  ediyoruz. Büyükliman yöresinin Trabzon’daki durumu neyse, İstanbul’da  yaşayan mensuplarının da durumu pek farklı değil. İstanbul’da az da olsa  Trabzonlu aday adayları var, onlardan bizim bildiğimiz yalnızca AK  Parti’den Şalpazarı eski belediye başkanı Mehmet Muhcu ve CHP’den Tahsin  Usta var, Büyükliman yöresinden. 
Nurgül hanım “Birbirinize karşı samimi olun, öyle platformlar, güç birlikleri kurarak samimi olmayan söylemlerle de halkın karşısına çıkmayın.”  demiş, hiç de haksız değil ama siyaset uzun soluklu ve devam edip giden  bir süreç, bir yerden de başlamak gerekiyor. Bu acıklı halin sebepleri  üzerinde ciddi surette kafa yorulmalı, çözüm aranmalı. Her zaman  ısrarla söylediğim gibi benim Trabzon’un ötesi-berisi diye bir  problemim yok, hâttâ Cumhuriyet’in kurulmasına kadar aynı idari yönetime  bağlı olduğumuz komşu vilayetleri de içine alan Büyük Trabzon gibi uçuk  hayallerim bile var. Ancak Trabzon siyasetinin ezici  ağırlığını oluşturan doğu ilçelerinden seçilen vekillerimizin tünelden  beri tarafa pek de baktıklarını söyleyemeyeceğiz, bu fazla iyimserlik ve  af buyrun biraz da saflık olur. 
Öyle bir şey olmasa, yani Trabzon  milletvekilleri Trabzon’un her bölgesine aynı ilgi ve alakayı  gösterseler zaten ortada bir problem kalmaz, çünkü Trabzonlular başka  bazı vilayetlerde olduğu gibi kimlik bölünmesine uğramış insanlar değil.  İstanbul’da her bölgeden insanla temas imkanımız oluyor, inanın komşu  vilayetlerimizde bile kendi ilçesi dışındakileri hemşehri saymayan,  onlarla hiçbir platformda bir araya gelmeyen insanlar var. Bu istisnai bir durum da değil üstelik. İlk bakışta problem hemen gözünüze ilişiveriyor. 
Geçtiğimiz  günlerde İstanbul’da Büyükliman yöresinin önde gelen dernekleri bir  araya gelerek malûm konu üzerine fikir alışverişinde bulundular.  Problemin sebepleri hakkında muhtelif görüşler ileri sürüldü. biz de  bunların kimine katıldık, kimine katılmadık. Sebep, sonuç ve çözümler  hakkında dilimiz döndüğünce bir şeyler söyledik. Bunları kısmetse  ilerleyen zamanlarda yeri geldikçe yazar çizeriz. Sözünü ettiğimiz  toplantıdan bir deklarasyon kararı çıktı, bugün gazetemizde tam sayfa  halinde yer alacak. Dedik ya, bir yerden başlamak lazımdır ve yarım bile  sıfırdan büyüktür. Geçmişte bölge ve ülkeye büyük hizmetleri geçmiş,  adı hâlâ anılan minnetle anılan siyasetçiler yetiştiren bölgeyi içinde  bulunduğu durumdan kurtarmak, yine bölge insanının niyet ve gayretine  bağlıdır. Bu da gerek memlekette ve gerekse gurbette yaşayan Büyüklimanlıların boyunlarının borcudur. Yoksa Nurgül hanımın söylediği gibi ağlayıp sızlamanın bir faydası yoktur.
  Büyükliman’ın acıklı hikayesi
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
                
                    
                    Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.                
            
            
            
            
      


