Kadırga Derneği Başkanı Mahmut Uzun, Kadırga'da 15 Temmuz'da suyun akacağını söyledi. İstanbul Otçusu'nda görüştüğümüz Mahmut Uzun, yer yer sitem dolu ifadelerle bu süreçte başından geçen olaylara da değindi. Uzun, özetle şunları söyledi.
"Şu anda su inşaatı başladı, tuvalet inşaatı da devam ediyor. İki tane Kato dediğimiz iş makinesi çalışıyor, üç günden beri deponun yerini eşiyorlar. İnşaallah 15 Temmuz’da suyumuz akacak. İlk aşamada obaların hepsine suyu veremeyiz ama Kadırga’ya akıtacağız.
Doğrusunu söylemek gerekirse İstanbul’da yaşayan Şalpazarlılar memlekettekilere göre bu işe daha sıcak bakıyorlar. Bu konuda çok şikayetim var. Üzerime üzerime geliyorlar, sanki ben Kadırga’ya ihanet etmişim gibi davranıyorlar, İşin içine siyasi eğilim ve hassasiyetler karışınca, bazı arkadaşları yönetim kurulundan da istifa ettirdim.
Benim Kadırga Yaylası’nda otelim yok, turistik tesisim yok, kahvem ve çay ocağım yok, su satacak da değilim. Yapılan tuvaletten de bir gelirim olmayacak. Kamu kurumunda çalışırken her sene iznimi Temmuz ayının başından sonuna kadar orada geçirdim. Oradaki eksiklikleri görüyordum. Emekli olduktan sonra memlekete yerleştim ve kendimi bu işe adadım. Dediğim gibi, İstanbul’daki Şalpazarlılarla ilgili bir sorunumuz yok ama Şalpazarı’nda bir şey yapmak çok zor. Siyasi eğilimler birbiriyle çatışıyor ve lazım olan birlik beraberlik gerçekleşmiyor. Çok büyük zorluklarla karşılaştım.
Şimdilik Başoba, Çeşmeler, Kadırga ve Aktaş yaylalarına su verilebilecek, Döndükten sonra Eskala obasına Cordana suyunu almak için dilekçe vereceğiz. Bizim esas sıkıntımız, Gümüşhane topraklarında kalan obalar, O obalardan birkaç kişi bize engel olmaya çalışıyor, Ben siyaset yapmadım ve yapmayacağım da, Fakat Kadırga’ya getirilen suyla yapılan tuvaletten herkes yararlanacak.
"Şu anda su inşaatı başladı, tuvalet inşaatı da devam ediyor. İki tane Kato dediğimiz iş makinesi çalışıyor, üç günden beri deponun yerini eşiyorlar. İnşaallah 15 Temmuz’da suyumuz akacak. İlk aşamada obaların hepsine suyu veremeyiz ama Kadırga’ya akıtacağız.
Doğrusunu söylemek gerekirse İstanbul’da yaşayan Şalpazarlılar memlekettekilere göre bu işe daha sıcak bakıyorlar. Bu konuda çok şikayetim var. Üzerime üzerime geliyorlar, sanki ben Kadırga’ya ihanet etmişim gibi davranıyorlar, İşin içine siyasi eğilim ve hassasiyetler karışınca, bazı arkadaşları yönetim kurulundan da istifa ettirdim.
Benim Kadırga Yaylası’nda otelim yok, turistik tesisim yok, kahvem ve çay ocağım yok, su satacak da değilim. Yapılan tuvaletten de bir gelirim olmayacak. Kamu kurumunda çalışırken her sene iznimi Temmuz ayının başından sonuna kadar orada geçirdim. Oradaki eksiklikleri görüyordum. Emekli olduktan sonra memlekete yerleştim ve kendimi bu işe adadım. Dediğim gibi, İstanbul’daki Şalpazarlılarla ilgili bir sorunumuz yok ama Şalpazarı’nda bir şey yapmak çok zor. Siyasi eğilimler birbiriyle çatışıyor ve lazım olan birlik beraberlik gerçekleşmiyor. Çok büyük zorluklarla karşılaştım.
Şimdilik Başoba, Çeşmeler, Kadırga ve Aktaş yaylalarına su verilebilecek, Döndükten sonra Eskala obasına Cordana suyunu almak için dilekçe vereceğiz. Bizim esas sıkıntımız, Gümüşhane topraklarında kalan obalar, O obalardan birkaç kişi bize engel olmaya çalışıyor, Ben siyaset yapmadım ve yapmayacağım da, Fakat Kadırga’ya getirilen suyla yapılan tuvaletten herkes yararlanacak.
