Gözler ekranlarda, kulaklar televizyondan gelen seslere dikkat kesilmiş. Kalpler heyecanla “acaba kimler düşecek” diye beklerken… Karşıdan gelen cevap çok ilginç. “Vallahi hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz”. Delil yok diyorlar, gizli diyorlar, her gün gazeteler çatır çatır yazıyor “mamalanmak”, “onu kapaklamalı” falan filan. Tek kelimeyle süreci uzun tutup basit bir açıklamayla geçiştirmek ve hiç kimseye dokunmamanın tek açıklaması Feneri kurtarma yollarıdır. İnanın Fenerbahçeliler bile biliyor takımlarının düşürülecek derecede olayların içinde olduğunu. Ve hatta bu süreci kabullenmelerine rağmen sana ne oluyor?

Üzerine söylenecek o kadar çok şey var ki yapılan açıklamanın. İnsanın gırtlağına bir lokma düğümlenip kalmış bir hal alıyorsun. Yutsan yutulmuyor. Çıkma da çıkmıyor. Karmaşık bir duygu içerisinde cebelleşip duruyorsun arkadaş. 

Birlik oldular ve normal şartlarda (normal şartlarda ama) düşmesi gereken Fenerbahçe’yi kurtarmak için önce ligin başlama tarihini ertelediler. Sonra Türk halkının yaşanan olaylara aşina olması için zemin hazırlayıp ortamın gazını aldılar. Daha sonrada bir fare doğurup çıkan sonuç budur deyip önümüze sürdüler.

Her konuda Fenerbahçeli olduğunu dile getiren M.Ali Aydınlar’dan adalet beklemek ne derece doğru olurdu orası da muamma. Hele hele topun ucundaki takımların başında Fenerbahçe geliyorsa ayrı bir parantez açmak gerek demektir. Bu şartlarda Aydınlar’ın da şike dalgasından önce TFF’nin başına geçmesini irdelemek gerek. Şu anki sağlıklı karar verememesinin tek nedeni, arkasında olan Fenerbahçe desteği ve şeffaf olamamasından kaynaklanıyor. Emniyet Aziz Yıldırım’ı adım adım takip edemediğine göre ne malum Aydınlar’la Aziz yıldırım’ın seçilmeden önce bir araya gelip görüşme yapmadığı? Şu son karar Aydınlar’ın yönetimini sorgulamamıza kapı aralıyor.

Bir de Aydınlar açısından bakarsak; eğer karar vermekte çok zorlanıyorsan “topluca alınan karar sonucunda takımları düşürdük” dersin. Ya da giydiğin gömleğin ağırlığını kaldıramıyorsan “ben istifa ediyorum arkadaşlar” diyerek kendini olaylardan bir çırpıda sıyırırsın. “Bulunduğum şartlar onu gerektiriyor, adil karar veremiyorum” dersin herkes seni anlayışla karşılar.

Delil konusuna gelince, tutukluları disiplin kuruluna sevk ediyorsun. Bu kararı neye dayanarak aldın mesela? Bize delil göster. O ki delil var “şike yapıldığına dair küçük bir şüphe de olsa takımlar küme düşürülür” kuralını uygula.

Federasyon aldığı kararla ileriki yıllarda şike yapılmasına çanak tutmuştur. Elbette Fenerbahçe Türk sporunun yüzde otuzu gibi büyük bir bölümünü oluşturuyor. Fakat adalet karşısında kimin nerede neyi temsil ettiği hiç önemli değil.

Yayıncı kuruluşun zararlarına gelince; herkes hesabını yapıp ihaleye öyle girmeliydi. Ya da bizler şike konusunda çok büyük zarar ettik diyerek Fenerbahçe’den hak talep edebilirler. Şu an yayıncı kuruluşun bulunduğu durumdan Türk futbolunun geleceği daha önemlidir.

Gelelim Trabzonspor’umuzun bu süreçteki uğradığı haksızlık ve zararlara. Bileğinin hakkıyla geçtiğimiz sezon şampiyonluğu hak etmiştir, fakat elinden gayri meşru yollarla alınan şampiyonluk bir daha nasip olur mu orası bilinmez. Şampiyonlar Ligi hayali suya düşünce birçok gelişmelere de alıştılar Trabzonspor ve taraftarı.

Herkes biraz daha bekleyecek. Ta ki savcılığın sorgulamayı bitirip net kararı aldığı güne kadar hep birlikte bekleyeceğiz. TFF den bir sonuç çıkmayacak gibi görünüyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.