Yukarıdaki bilgi, uzun araştırmaların sonucunda elde edilmiş bilimsel bir gerçeği ortaya koymaktadır. Bilgiye hakim olan toplumlar dünyaya yön veren toplumlardır. Geçmiş dönemlerimizde bilime, bilimsel bilgiye itaat ettiğimiz çağlarda biz de insanlığa ışık olmuş, diğer milletlerin gıpta ile baktığı ülke durumuna ulaşmıştık.
“En hakiki mürşit ilim” ve ilk emir “Oku!” olduğuna göre yukarıdaki bilimsel yasaya uymak mecburiyeti, bilim ahlakının gereğidir.
Öğrenci başarısı, insanlığın ve ülkemizin geleceğidir; her türlü değerin üzerindedir. Başarının yüzde ellisi genetik özelliklere bağlı olduğu için buna etki etme gücümüz sınırlıdır. Diğer yüzde yirmilik kısmı; aile, çevre, akran etkileşimi teknolojik destek gibi 114 maddelik uzun, ince bir listeyi içine almaktadır ki bu sahada yapılacak olan iyileştirmelerin öğrenci başarısına etkilerini tek çıkar yol olarak görmek;
Ortada meyveli bir ağaç dururken onu yok sayarak sadece yüzde biri temsil eden geniş bir araziye yayılmış ağaçların dal uçlarında meyve aramaya benzemektedir. Çünkü bunların içinde teknolojinin öğrenme başarısındaki etkisi yüzde 1’i geçmemektedir.
Bu meyveli ağaç öğretmendir. Çünkü öğrenci üzerindeki olumlu ve istendik davranış değiştirme, karakter oluşturma, kişilik geliştirme ve örneklik etkisi bir yana, bilgi yönünden başarının en az yüzde otuzu yine öğretmene bağlıdır. Genetik olarak öğrencide bulunan özellikleri de harekete geçirecek olan yine öğretmen olduğuna göre eğitim ve öğretimin temelinde hiç kuşkusuz ve tartışmasız öğretmen vardır.
Çağın gereklerini önemsemez bir görüntü algılaması yanlış olur. Elbette bilgisayar desteği, tabletlerin katkısı, akıllı tahta, yazılım programları, diğer eğitim materyalleri ve görsel bütün programlar… eğitim öğretim bakımından çok önemlidir. Ancak bu materyaller yüzde yirmilik etki payındadır ve 114 maddelik uzun bir listenin içinde yüzde 1’e tekabül etmektedir.
Görünen köy budur, kılavuzu da öğretmendir. Hangi çağa varırsak varalım, hangi teknolojiye ulaşırsak ulaşalım, eğitimde öğretmen temel unsurdur. Öğretmene saygı bilime, bilgiye, çocuklarımıza saygıdır.
Öğretmene güven,geleceğimize güvendir. Meslek alanları içinde ekonomik yönden zayıf bırakılmış, itilmiş kakılmış bir öğretmenden uluslar arası toplantılarda beş yıldızlı otellerin lobilerinde bu milletin haklarını savunabilecek medeni cesareti taşıyabilen şahsiyetler yetiştirmesi nasıl beklenebilir? Öğretmen meslek hayatı boyunca eşiyle, çoluk çocuğu ile birlikte, -bırakınız beş yıldızı- sıradan otellerde kalarak yılda hiç 15 gün tatile çıkabilmiş midir ki ?...
Eğitim yatırımlarına önce öğretmenden başlamak gerekir. Çünkü yapılan araştırmalar göstermektedir ki İyi öğretmenlerin eğittiği çocukların başarısı yüzde 80’eçıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde 1 dolar teknolojiye yatırım yapılıyorsa, 1 dolar da öğretmene yapılıyor.” Bilimsel anlayış bunu gerektirir.
