Yurtta ve dünyada yaşayan Şalpazarı’nın bu aralar gündemi hayli yoğun. Bize de iki satır kelam etmek düşer sanırım.

Malum, yılın zamanları Şalpazarlılar için yayla şenlikleri dönemi. Bu şenliklerin ne kadar gerekli ya da gereksiz olduğu tartışmaları bu yazıda konumuz değildir. Fakat şekil ve içerikleri her zaman herkes tarafından tartışılabilir, tartışılmalıdır.

İlgili herkes bu şenlikler için hazırlıklarını yaparken birden bire Şalpazarlı yöresel sanatçılardan biri olan Murat Kumaş’ın yapılan programlarda ismi bulunduğu halde “yukarıdan” gelen bir direktifle yayla şenliklerinde sahneye çıkmasının engellendiği söylentisi yayıldı. Söylenti diyoruz, çünkü AK Parti Şalpazarı ilçe başkanı Zeki Çabuk’un herhangi bir boykotun söz konusu olmadığı ve olamayacağı yönündeki açıklaması dışında hiçbir resmi açıklama olmadı. Biz de bu ahvalde konuşulanlar üzerinden fikir yürütmek durumundayız.

“Pamuk” muamması

Bu karara gerekçe olarak, Murat Kumaş’ın yerel seçimler öncesi CHP’nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu’nu açıktan destekleyen sosyal medya paylaşımlarında bulunmuş olması gösteriliyor. Murat, kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde ve sosyal medyadaki görüntülü açıklamada bahsetmedi ama kendisinin seçim sonrası “Ekrem İmamoğlu pamuğu tıkadı” şeklinde bir paylaşım yaptığı iddia ediliyor. Ben şahsen görmedim, görmüş olsam zaten kendisine sorardım.

1-Murat Kumaş bu pamuk tıkama ve benzeri paylaşımlar yapmışsa maksadını aşmıştır, hiç şık olmamıştır.

2-Öyle bir şey yapmadıysa da yaptı deniyorsa bu bir iftiradır.

Kendisine uygulandığı iddia edilen boykot (iddia diyoruz, çünkü resmi bir açıklama mevcut değildir) hakaret içeren paylaşım yaptığı gerekçesiyle söz konusu olduğuna göre biz de o varsayım üzerinden fikir yürüteceğiz:

Böyle bir durumda Murat Kumaş davet edilip kendisiyle konuşulabilir, “Sevgili hemşehrim, herkes farklı bir siyasi görüşü destekleyebilir. Buna kimsenin bir itirazı olamaz. Fakat yaptığın bazı paylaşımlar maksadını aştı ve şık olmadı. Böyle şeylere gerek yok, biz aynı derenin balığıyız. Bu işler geçer gider, biz yine köyümüzde, çarşımızda, yaylamızda bir araya geliriz. Sana siyasi görüşünü değiştir demiyoruz, fakat aşırıya kaçan paylaşımların nedeniyle bir özür açıklaması yaparsan çok iyi olur. Yapmazsan da bir şey demiyoruz” denip uğurlanabilirdi. Bizim tanıdığımız Murat Kumaş da böyle bir durum karşısında inat edecek değildi, yapardı açıklamasını olur biterdi. Kimse de bu süreçten zarar görmezdi.

Kim kârlı, kim zararlı?

Şimdi gelinen noktada kim kârlı kim zararlı çıktı? Bu hesabı da sanırım herkes yapabiliyor. Murat Kumaş hakaret içeren paylaşımlar yapmışsa da yapmamışsa da mevcut durum hoş değildir. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız şekilde halledilmesi gerekirdi diye düşünüyoruz.

Maganda kurşunu?

Bu olaylar sürüp giderken son derece üzücü bir gelişme oldu. Değerli dostumuz, Dorukkiriş Köylüleri Derneği Başkan yardımcısı Hüseyin Yamaç’ın 15 yaşındaki oğlu Burak Eskala Obası’nda rastgele atılan bir kurşunun hedefi oldu ve bir gözünü kaybetti. Geçmiş olsun, Allah beterinden saklasın demekten başka yapacak bir şeyimiz yok.

Bu silah işine ne demeli? Biraz gerilere, 1970’li yıllara gidelim. Yani Şalpazarı’nda geçen çocukluk yıllarıma. Her sene Kadırga Otçu Haftası yaklaşırken bahisler (!) açılır, “Bakalım bu sene kaç kişi vurulacak?” diye işin şakası yapılırdı. Kadırga dönüşü haberler gelirdi, “Bugün üç kişi vuruldu, beş kişi vuruldu” diye. Çocuk aklımla dehşete düşer, akıl sır erdiremezdim. İnsanlar kurşuna hedef olma tehlikesi bulunan bir yere hangi akla hizmetle giderdi? Zaten çok küçük yaşlarda götürüldüğüm düğünlerde silah sesinden korktuğum için iyice uzak kaldım bu tür etkinliklerden.

Silahsız bir dünya kuralım, çiçek çocuklar olalım” diyecek kadar saf değiliz. Bu hem gerçekçi bir yaklaşım değil hem de kültürümüzden kazıyıp atamayız. Ayrıca 1980 yazında Şalpazarı’nın orta yerinde bedenine bir şarjör mermi boşaltılarak katledilen adamın silahı yanında olsaydı katil o kadar rahat silahına davranamayacak, kuvvetle muhtemeldir ki şimdi her şey çok farklı olacaktı.

Maganda kurşunu” deyip iki gün sonra unutmak, mağdur aileyi acılarıyla başbaşa bırakmak ne insafa sığar ne de insanlığa. Kendinizin ya da çocuğunuzun başına geldiğini düşünüverin hele bir. O bile ne kadar ağır, değil mi?

Bu konuya kesinlikle bir kontrol ve disiplin getirilmelidir. Eğer bu maganda kurşunuysa köylerimiz ve yaylalarımız magandadan geçilmiyor, işimiz hiç de kolay değil demektir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.