“İstanbul 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Sırrı Süreyya Önder’in seçim ofisinde -büro sorumlusu ve kendisinin bulunmadığı bir zamanda- yapılan aramada molotof kokteyller ele geçirilmiş! Sabah Gazetesi”

Genel seçime bir hafta kala bu da neyin nesi diye bir soru yersiz. Anladık ki molotof kokyellerle yalnızca atılarak değil, bir yerlere koyularak da siyaset yapılabiliyormuş.

Biraz buruk ve acı olsa da gülümsemeyi önleyemiyor insan.

Sırrı Süreyya Önder ve Molotof kokteyller!

İnsan sormadan edemiyor sahi Sırrı Süreyya Önder on yedi yaşında mı,  on sekiz yaşında mı?

Kemik yaşı kaç acaba?

Mahkeme ne der insanlar ne düşünür bilemem…

Şişelerin üstünde parmak izi çıksa, beraber hazırladık diye ikide şahit bulunsa,

Şişeleri oraya koyarken görüntüler olsa,

Hatta kendisi ben hazırladım dese,

Kimse beni Sırrı Süreyya Önder’in Molotoflarla siyaset yapabileceğine inandıramaz…

Kamuoyunun da böyle numaraları yutmayacağına eminim.

Elinde görsem birinin elinden almış ve çöpe atacağını düşünürüm.

Ancak ofisin anahtarı elinde olan,

Bu tür eylemleri eğlenceli bulan ve hatta öğrenci yurdunu ateşe vermekten bile çekinmeyenler olabileceği ihtimalden uzak değildir.

Bu delikanlılar ahmak dost misali, kaş yaparken göz çıkarmış olabilirler.

Olay ortada, hakkaniyetle konuşabilecek Sırrı Süreyya Önder veya Altan Tan gibi sivilleri devre dışı bırakmaya, etkisizleştirmeye veya baskı altına alıp kontrol etmeye yönelik bir PKK operasyonu da olabilir.

İlgili makamlar, büro görevlisi veya ofis sahibinin arama sırasında neden orada olmadığını açıklamalıdırlar.

BDP sivil itaatsizlikten söz ediyor.

Sivil itaatsizliğin babası Büyük Ruh Gandi; ilk açlık grevini kendi adamlarının İngiliz askerlerine karşı uyguladığı şiddet eylemlerini durdurmak için başlatmıştı.

Oysa BDP Cizre’de İmam Hatip Lisesi örencilerinin yurdunun Molotoflarla yakılmaya çalışılmasını hâlâ kınamadı…

BDP şiddetle arasına mesafe koymuyor. Bu durum demokratik tıkanıklığa sağlıklı tartışma zeminleri oluşturabilecek sivil itaatsizlik eylemlerinin etkisini minimize ediyor.

Nasıl ki askerin sivil itaatsizlik yapması vicdana aykırı bir emre itaat etmemek ve bedellerine katlanmaksa -İsrailli bazı pilotların sivil yerleşim yerlerini bombalamayı reddetmesi gibi- BDP’nin de sivil itaatsizlik yapması PKK’dan bağımsız olabilmesine ve şiddet politikalarına karşı çıkabilmelerine bağlıdır.

Ancak şu da bir gerçek ki süreç bölgede PKK’yı TSK’dan sonra en etkin güç haline getirmiştir. PKK, devlet içinde bu “statükoyu/denklem” sürdürmek isteyen etkin bir yapı halâ varken, bundan vazgeçip sivil bir Kürt siyasi hareketine göz yummaz.

Bölgede sivil siyaset ekonomik ve sosyal refahın yayılmasıyla diğer siyasal faktörlerin güç kazanmasıyla ve yurttaşların baskılardan korunabilmesiyle mümkündür. Bu da sivil siyasi otoritenin bütün unsurlar üzerinde muktedir olabilmesine bağlıdır.

Devlet bölgede sivil siyaset unsurlarını güçlendirmelidir.

Moral beklentilerin maddi beklentileri aştığı bir ortamda, bedava ders kitabı, elektronik kitap, kadınlara aylık bağlama sorunun çözümüne katkıda bulunmaz.

 Ve moral değerlerin kitleleri mobilize etme gücü her zaman maddi değerlerden öndedir.

www.ozgundurus.com


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.