İnternetten İslami otel ararken isminden de anlaşılacağı gibi Dilruba Marinem hotel’in isim tuzağına yakalandık. İnternet sayfasının aldatıcı görüntüsü dahilinde telefonla görüşme yapıp beş altı günlük tatil planladık. Görüşme esnasında oteli beğenmediğim taktirde otelden ayrılabileceğimi söyledim, kabul ettiler.
Tatil günü gelmeden bir gün önce arayarak “otelde yerimiz yok sizi bir gün sonraya kaydırsak olur mu?” dediler. Bizde bir gün erken bitiririz diyerek ortak mutabakata vardık. Yani altı günlük tatilimizi beş günde bitirmeye karar verip bakkaldan sorumlu pardon otelden sorumlu İbrahim beyle anlaştık.
Yalnız otelde bizim kalma günümüz belliyken nasıl oda olmaz onu da anlamış değilim. Tıpkı, eskiden doğuya giden otobüs firmalarındaki gibi bir koltuğu iki kişiye satmalarına benzemiş. Üstelik de bize eğer kabul ederseniz Bodurumda karma otelimiz var sizi bir günlüğüne oraya yerleştirelim dediler. Özrü kabahatinden büyük olan bu ekibin İslami anlayışı bu konuşmadan ibaretti. Gözü para işaretlerinde sabit kaldığından insani değerleri ve insanların neye değer verdiğini çözemeyen bu güruh maalesef bazı bölgeleri işkal etmektedir.
Otele gittiğimizde birçok şeyi yenilemeye çalışmışlar fakat henüz beş yıldızlı otel olamamışlar. Müslümanlar her şeyi kabullendiğinden iki yıldızlı oteli beş yıldızlı olarak mecbur olan halkımıza itelemişler. Eğer inanmayan varsa otelin internet sayfasında vaat edilenleri oraya gidip yerinde görsün.
Sivrisinek mıntıkası olan odaları ben sizin yerinize yönetime bildirdim. Yöneticiye bu sıkıntıyı söylediğimizde “çözümünüz varsa söyleyin” diyerek bizden yardım bekleyen bakışlarla masumiyetini ön plana çıkardı.
Yemeklerde üzerinizde hep denetler bir göz geziyor. “lütfen fazla yemek alıp israf etmeyelim” sözcüklerini sık sık duyduğumuzdan, tabanıza koyduğunuz her lokma için yöneticiye bakarak “bu fazla oldu mu?” sorusu yöneltmek istiyorsunuz.
Bir diğer konu ise deniz bölgesinde otelin denizle alakası yok. Sahile servis kaldırıyorlar fakat sahil bizim gözümüzde çıplaklar kampından farksız. Bu yüzden de eşim ve çocuklarımla sahilin en ücra köşesini bulum oralardan denize gitmeye çalıştık. Beş gün boyunca iki defa denize gidebildik ve her gidişimizde birer saat kalabildik (servis ve yemek saatleri yüzünden).
Ayrılık zamanı geldiğinde bir günlük fazla ödediğim oda ücretinin hesabıma geri yükleneceği söylendi. Üç ay’a yakın bir zaman geçti hala ödeme olmadı. Evliya Çelebinin Erzurum’da on bir ay yazı beklemesine döndü bu iş.
Yeni Şafak, Zaman ve Yeni Akit gazetesine ilan vermekle İslami otel olunuyorsa işte burası İslami oteldir. Birde ismini İslami bir isim bulup koydun mu yapbozun bütün eksik kareleri tamamlanmıştır sanırım.
Kurban bayramı arifesinde bütün Müslüman kardeşlerimi uyarma ihtiyacı hissettiğimden böyle bir yazıyı kaleme aldım.
