salpazarihaber.com
0000-00-00 17:16:00

''Otçu''

Abdullah Gülay

gulayabdul@hotmail.com 00 0000, 17:16

 


Ot, Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde; “Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip sonbaharda kuruyan küçük bitkilere verilen ad.” Olarak tanımlanmaktadır. “Otçu” ise, “ot” kelimesinden isimden isim yapma ekiyle (-cı, -ci, -cu, -cü, -çı, -çi, -çu, -çü) türetilmiş olan bir meslek adıdır. Ayrıca, “Köylerde hekimlik yapan kimse.” (age.909)  ve “Ot satan kişi”  anlamlarında kullanılmaktadır.
          “Otçu” kelimesi kendi anlamı dışında, Karadeniz Çepni Türkleri tarafından özel bir tarım, hayvancılık ve şenlik/eğlence terimi olarak da kullanılmaktadır. Bu terimin anlamları: 1. Hayvanları için ormandan veya çayırlıktan ot keserek sırtlarında taşıyan imece topluluğu, 2. Hayvanlarını otlağa götüren yaylacılar, 3. Mısır tarlasında ot kazmasıyla ‘ot kazan’ imece topluluğu, 4. Yazın yaylalarda düzenlenen şenliklere iştirak eden insanlar topluluğu.
           Her sene temmuz ayının 3. Perşembe günü gecesi Kadırga/Eskala Yaylası’nda, Cuma günü Kadırga/Pazar Alanı’nda; her yıl temmuz ayının 4. Cuma günü gecesi Trabzon-Şalpazarı-Sidağı /Hanyanı Obası’nda, cumartesi günü Trabzon-Şalpazarı-Geyikli- Sidağı/Pazar Alanı’nda düzenlenen ve büyük bir katılımla gerçekleşen şenliklerin adları da bilinen tarihi ile yaklaşık iki yüz yıldır “Otçu Şenlikleri”  olarak anılmaktadır.
            Karadeniz Bölgesi’nde listesini burada yazamayacağımız kadar çok sayıda yayla şenlikleri yapılmaktadır. Bu şenliklerden Kadırga ve Sisdağı Şenliklerinin “Otçu Şenlikleri” , “Gaynak Sis”, “Gaynak Haftası”, Kadırga Otçusu” , “Oğuz Otçusu”, “Şahmelik Otçusu”, “Kadırga’nın Gaynağı” adlarıyla anılması ve en eski dönemlerden beri hiç değiştirilmeden herkesçe böyle bilinmesi dikkat çekicidir. Ayrıca bir yönü ile daha ilginçtir ki, bu şenliklerden hiç biri Fransız kültüründen kopya edilen “festival” kelimesi ile anılmaz. Bu kültür, aslını hem yöresel kıyafetleriyle, hem özgün adıyla, hem de içeriği ile yüz yıllardan beri korumaktadır.
            Neden “Otçu Şenlikleri” ?
             Mayıs ayı ortalarında ot ve otlaklar için yaylalara çıkan insanlar, yayladaki işleri tamamladıktan sonra, köyde kalan insanların köy işlerini tamamlayıp yaylaya gelmelerini beklemeye başlar. Ailelerin köyde kalanları “eski ot”, “yeni ot” diye adlandırdıkları mısır tarlasındaki otları, kazma ile ikinci kez kazdıktan sonra köydeki işler artık tamamlanmış olur. Böylece ekinler olgunlaşıncaya kadar dinlenmeyi ve eğlenmeyi hak etmişlerdir. Bu nedenle temmuz ayının ortalarından itibaren şenlikler başlar.
            Yayladaki hayvan otçuları ile köyden gelen mısır otçuları bilinen günde ve yerde geleneksel olarak buluşurlar ve “Otçu Şenliklerini” gerçekleştirirler. Bu nedenle şenliklerin adı “Otçu Şenlikleri” dir. Bu şenlikler, “Gaynak”,  “Gaynak Sis” , “Sis’in Gaynağı” , “Gaynak Haftası”, “Otçular Haftası” olarak da anılır.
             Buradaki “gaynak” kelimesi, demirin birbirine kaynatılması anlamında “kaynamak” fiili olarak kabul edilirse Sis’in Kaynağı için; insanların buluşup birbiriyle kaynaştığı sevgi ve dostluk bağlarını kuvvetlendirdiği anlamına gelir. Eğer, “her yer insan kaynıyordu” veya “kazan kaynıyordu” deyimlerindeki anlamı ile kabul edilirse; bu kez de çok hareketli, çok canlı, çok eğlenceli ve çok katılımlı anlamlarına gelir. Tevriyeli bir halk terimi olarak “Gaynak Sis” ifadesi her iki anlamı ile de kullanılabilir, her iki anlamı da konuyu anlatmaya uygun düşer.
           Bu gün halk için öyle önemlidir ki, Hasan Dede’nin anlattığına göre, “Eskiden Gaynak Günü gelince köydeki bütün evlerin kapıları kilitlenir, herkes Sis Yolu’nda olurdu.”
-- O gün ya ölen olursa?
-- “Ölen de oldu ya!”.
-- Peki bu durumda ne yaptınız?
-- “Beş on kişi erkenden cenazeyi defnetti ve yine bize yolda yetiştiler. Çünkü bu heyecan bozulmayacaktı ve mutlaka yapılacaktı.” (Ağasar Çepni Kültürü-Geyikli, Abdullah GÜLAY, s.269)                    
            Yerel mahkemede görülen bir davanın yeni duruşma gününü, hakimin Kadırga Otçu günü olan cuma gününe ertelemesi, davacı ve davalının otçu şenliğine katılmalarının zorunlu olduğunu beyanla bu karara itiraz etmelerine sebep olmuş; durum tartışma konusu haline dönüşmüş, sonunda hakimin yerel kültüre saygısı nedeniyle duruşma günü değiştirilmiş ve taraflar otçu şenliklerine katıldıktan sonra başka bir gün duruşmaya devam edilmiştir. (Age.S.259-260)
             Bu geleneğin Karadeniz Yaylalarında yüz yıllar boyunca sürdürüldüğünün bir delili de “Türk Yurdu” dergisinin 04.06.1331 (1915) tarihli Haziran sayısında (8.cilt, 122-127 sayfalar) yer alan Tirebolulu Alp Arslan’ın otçular haftasını anlatan “Ot Göçü” başlıklı makalesidir.
            Otçu Şenliklerinin nasıl yapıldığı konusunda ayrıntılı bilgi için, Eğitimci-Araştırmacı/Yazar Abdullah GÜLAY’ın hazırlamış olduğu 2001 yılında çıkan “Ağasar Çepni Kültürü-Geyikli adlı Folklor/İnceleme/Araştırma eserinin (259-271) sayfalarına bakılabilir.


Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.