salpazarihaber.com

Minaremiz doğru, merak etmeyin…

GENEL

Herkes "gerek yok" demesine rağmen biz yine de açıklama yapalım dedik...

Son günlerde yaşadığımız traji-komik bir hadise üzerine iki satır açıklama yapma lüzumu hissettik. Bir süre önce bir arkadaşım aradı ve Trabzon’da HDP İl Teşkilatı açılması için destek bildirisi yayınlayacaklarını söyleyip benim de imza atıp atmayacağımı sordu.

Tabii meselenin hassasiyeti nedeniyle biraz düşündüm. Beni arayan arkadaş çok değer verdiğim bir arkadaştı ama çoğunu hiç tanımadığım imzacılar arasında benimle Trabzonlu olmaktan başka (ki imza atanların hepsi Trabzonlu da değil bildiğim kadarıyla) hiçbir ortak yanı bulunmayan insanlar da vardı. Anormal bir şey de değildi bu.

Bir şey daha vardı: Bir insan bir kurumla özdeşleşmişse, o insanın yaptığı doğrular ve yanlışlar o kurumu etkiliyordu. Ben de İstanbul’da uzunca bir süredir bir yandan Günebakış adlı bölgesel gazetenin İstanbul temsilciliğini, bir yandan da Şalpazarı Haber sitesinin Genel Yayın Yönetmenliği’ni yürütüyordum. Büyük ihtimalle olumlu-olumsuz bir etkileşme olacaktı. 

Tereddütlerime rağmen ben de imza attım. İmza metni HDP’ye değil, HDP’nin örgütlenme ve faaliyet gösterme özgürlüğüne verilmiş bir destekti. Nefret de etsek, içimize de sindiremesek ortada TBMM’de grubu bulunan bir parti vardı ve örgütlenme özgürlüğüne karşı çıkmak, o partiye değil karşı çıkanlara zarar verirdi. Birçok örneği vardır. Ayrıca Trabzon MHP İl Başkanlığı bile açıklama yapmış ve “HDP’nin şube açmasında bir sorun yok, açabilirler” demişti. Sonra Trabzon’da TKP’nin şubesi vardı da Trabzon komünist mi oluyordu da HDP ile PKK’lı olacaktı? Sümela Ortodoksların ayin yapmasına izin verildi. Kaç yıldır devam ediyor. Hıristiyan olan var mı? 

Birkaç gün önce twitter üzerinden bize imzamızın “hesabını soran” genç bir arkadaşa üstteki paragrafta anlattıklarımızı bir bir anlattık. (Sümela’yı yazmamıştım, burada yazdım. Yanlış olmasın) Arkadaş teşekkür etti gitti.

Birkaç saat sonra sosyal medyada karşıma bir sayfa çıktı ki, şaşırdım kaldım. “AĞASARLI GENÇLERDEN BÜLENT ŞİRİN’E TEPKİ YAĞIYOR” başlığı altında tuhaf bir metin kaleme alınmış ve yayınlanmıştı. Haberi yapan arkadaş bizimle twitter üzerinden yazışan arkadaştı ve açıklamamıza rağmen yine HDP’ye destek tabirini kullanmıştı. Neyse efendim, Ağasarlı Gençler bir platform adı altında toplanmışlar, “demokratik haklarını” kullanarak Günebakış gazetesi ve Şalpazarı Haber sitesine tepki göstereceklermiş, aşağıya da adı geçen yayın kuruluşlarının iletişim bilgileri yazılmış. (Metni aramayın, bulamazsınız. Çünkü kaldırıldı)

Devenin boynu misali, neresini düzeltecektim bilmiyorum. Bir kere kimden tepki yağıyordu, anlamış değildim. Bu haberden önce bir iki arkadaş aramıştı, ben de durumu izah etmiştim o kadar. Şalpazarı Haber için verilen telefon numaraları da sitenin sahibi Mustafa Atalar’a aitti ve sitenin kurumsal numaraları değildi. Zaten Şalpazarı Haber’in bir ofisi de yoktu ki kurumsal numarası olsun. 

Kurumsal” demişken, atılan imza şahsi bir tasarruftu, görev yapılan kurumlarla ne ilgisi vardı? Adı geçen yayın kuruluşlarının sahibi olmadığıma göre… Acaba bu kurumlar gelecek tepkilerden, düşecek tirajdan (?) bunalıp beni işten mi çıkaracaklardı? 

Konuyla ilgili görüştüğüm arkadaşların hepsi bu yazıyı yazmama ve konuyu ciddiye almama gerek olmadığını söyledi. Belki öyleydi, şu ana kadar haberde verilen iletişim kanalları vasıtasıyla bir kişi bile arayıp hatırımızı (!) sormamıştı ama minarenin eğri bilinmesi için gerçekten eğri olması gerekmiyordu, bir çocuğun bile “eğri!” demesi yetebiliyordu. Neden bahsettiğimi anlamayanlar google’dan “Mimar Sinan minare eğri” diye bir zahmet arasınlar. 

Bir eylem ya da söylemde bulunduğunuz zaman, onun sonuçlarının da ne olacağını hesap etmek zorundasınız. Bu da herhalde boşu boşuna yapılmış bir eylem değildi ama ne yazık ki Bülent Şirin yanlış isimdi. 

Bülent Şirin’in Şalpazarı için, Şalpazarı’nın da Bülent Şirin için ne ifade ettiği birazcık araştırılmalıydı mesela. Kimdir, kimin nesidir, Şalpazarı’yla ilgisi nedir, kimlerle görüşür, kimlere sözü ve hatırı geçer, kolları nerelere uzanır… Şalpazarı için neler yapmıştır, halen neler yapmaktadır… 

İnşallah bu hadise tatsız bir şaka olarak kalır, daha dallanıp budaklanmaz. Şalpazarlının birbiriyle uğraşacak zamanı da, mecali de yoktur. Bilinen sebeplerden ötürü Şalpazarı’nın adını dahi anmasa kimsenin bir şey diyemeyeceği Bülent Şirin’in hiç yoktur.

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.