Sayın Aziz Yıldırım bey. Eğer Trabzonspor başkanına saldırmak veya her halükarda onu alt etmek Fenerbahçe spor kulübünü Avrupa kupalarına götürecekse buyurun başkanımız sizin olsun. Lakin hedef şaşırtmak için kullandığınız Trabzonspor ve Trabzonspor başkanı sizlere ancak Türkiye sınırları içerisinde bir yere kadar yardımcı olur. Aklıselim Fenerbahçeliler dahi sizin egolarınızın Fenerbahçe kulübünün üstünde olduğunu rahatlıkla söyleyebilir.
UEFA verdiği kararla bazı çapulculara adalet nasıl sağlanacağını da göstermiştir. Fakat buna rağmen ülkemizde paranın gücü adaletin üstündedir.
Topuk yaylası projesi için TFF den alınan beş milyon lira hangi Anadolu kulübümüze verilmiştir. Bu para dahi danışıklı dövüşün bir simgesidir. Nerden bileceğim aranızda “bu yıl şampiyon olun bu parayı ödersiniz” anlaşması yapmadığınızı. TFF taraf tuttuğunu bu şekilde belli ederken bir yandan da adaletli olduğuna ne kadar inandırıcı olabilir ki? BJK aldığı ceza karşısında sesini fazla çıkarmazken şu anki yönetime çok da suç bulunamıyor. Çünkü Beşiktaş’ın o zaman üzerinde karabulut vardı ve o karabulut şu an Türkiye’nin üzerinde. Başarısız, beceriksiz yönetim, temiz Türk futbolunun yakasını bir türlü bırakmıyor.
Sayın Aziz Yıldırım; sizler Fenerbahçe’nin düştüğü durumdan sorumlusunuz ve Fenerbahçe’yi bu durumdan kurtarmak için çabalıyorsunuz. Bunu bütün çevreler gözlemliyor. Sizleri anlıyoruz. Bıraktı kaçtı söylemlerine maruz kalmamak için gerekirse içeri girersiniz, fakat her şeye rağmen bir iki adımın atılması da şart. Mesela bunların başında başkanlığı bırakmanız ilk sırada geliyor.
Şimdi ilk olarak Fenerbahçeliler tarafından da bilinen 2010-2011 yılı şampiyonluğu Trabzonspor’a verilmeli. İkincisi temiz futbol için dediğimiz gibi Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe yönetiminden ayrılması şart. Üçüncüsü Beşiktaş’ta da başarısız olan federasyon başkanı Yıldırım Demirören’in UEFA kararlarından dolayı TFF başkanlığından ayrılması kanaatindeyim.
Bunlar olmadığı taktirde herkesin kafasında soru işareti olacak ve Türkiye’de adil bir futbol maçı izleyemeyeceğiz. TFF tarafından Fenerbahçe’ye tanınan tolerans, yine aynı TFF’yi diğer takımlara karşı adalet açısından gebe bırakacaktır. Mesela Galatasaray bu noktadan sonra TFF’nin kararlarını çokta kaleye almayacaktır. Çünkü adalet konusunda federasyonun verdiği kararları UEFA tarafından hiçe sayılması, diğer kulüplerin kafasına karpuz kabuğunu düşürmüş olacaktır. İlk başta (yorumcular da dahil) Demirören yönetimi eleştirilecek. Bu eleştirmeler eşiğinde hakemler adaletli düdük çalamayacaklar, Anadolu takımları veya sesi çıkmayan takımların hakları yenecek. Çünkü kollayanı olmayanların, kollayanı olanlara peşkeş çekileceği kaçınılmaz olacaktır.
UEFA ülkemizde temiz futbol için ilk adımı atmasına rağmen hala öküz altında buza aramanın alemi yok. 2010-2011 sezonunun problemi radikal kararların verilmemesinden dolayı hala sürmektedir. Radikal kararlar alınmadığı müddetçe de sürmeye devam edecektir…