salpazarihaber.com
2011-03-09 00:02:54

Sekiz Mart Şalpazarı'nda!

Necati Çömez

ncomez@hotmail.com 09 Mart 2011, 00:02

Sekiz mart, dünya kadınlar günü olarak kutlanıyor. Fakat bildiğim kadarıyla Şalpazarılı kadınlar bunun pekte bilincinde değiller. Globalleşen dünya görüşünde sanmayın ki Şalpazarı bunun gibi bilgilerden mahrum. Televizyonun ulaştığı her yerde dünya haberlerini görmek mümkündür. Kimse cehaletin arkasına sığınmaya kalkmasın ve cehaleti çıkar için kullanmasın. Bilinçli olarak cehaleti kullanmak kul hakkına kadar gider.

Kadınlar gününü, Şalpazarı kadınları çokta umursamazlar. Nedenine gelince, onların yapacak bir sürü işi olduğundan, günler geceler çok da önem arz etmez. “Karın doyuruyor mu?” diye sorar sana ilk önce. Halbuki haklarını bir bilebilseler, yaşadıkları yerin yarı açık ceza evinden ibaret olduğunun kanısına varacaklar.

İnternet sayfalarında yöremizin kadınlarını sık sık görürüz. Sanmayın ki onların ön plana çıkışları güzelliklerinden veya bilimsel bir başarılarından dolayı. Bunun böyle olmadığını herkes gayet çok iyi biliyor. Ya sırtlarında bir odun yükü ya da bir sepetle çileli kadınlara örnek gösteriliyorlar. Onlar açısından gurur tablosu olduğu kadar erkekler açısından da bir o kadar utanç tablosudur. Ben yıllardır memleketimde hiçbir erkeğimizi eşini evinde hanım hanımcık oturtturup, kendisi iş yapanını görmedim. Erkeklerin Şalpazarı’nda yük taşıması ayıp karşılanıyor, yalnız Şalpazarı’nda. Dünya genelinde ise o erkeklere orta çağdan kalan müzelikler olarak bakılıyor. Orta çağ diyorum, çünkü kölelik düzeni sadece o zamanlara mahsustur. Bilimsel olarak kadınlar erkeklerden zayıf yapıya sahiptirler ve erkeğin emanetidirler. Erkekler bu konuda erkekliği ön plana çıkarmaktansa hatalarını düşünmelidir.

Okumuş, gün görmeye hazır kadınlarımıza kızlarımıza bu noktada çok iş düşüyor. Bu esaret zincirini kırma konusunda bir sürü bilimsel araştırmalara katıldınız. O halde memlekete anne ve kız kardeşlerinize yardım ederek onların elinden tutmak, cehaletini gidermek sizin de görevleriniz arasındadır. Gerekirse bu konuya duyarlı erkeklerden yardım almalısınız.

Erkeklerimiz, kadınların gözünün açılmaması için onları hep oyalamışlardır ve cahil kalmasını sağlamışlardır. Kendileri de kahvede deve kuşu misali kafalarını kumara gömmüşlerdir. Bazı noktalarda abartı olabilir lakin zincirlerin kırılması gerekmez mi?

İstanbul'da köy kahveleri yoktur. Onların yerlerini dernekler alır. İyi olan tek şeyse Şalpazarı erkekleri burada mecburen çalışmak zorundadırlar. Çünkü moda öyle olduğundan köy hayatını şehre taşıyamamışlardır. Bir tek kahve hayatını buraya taşımış, onu da dernek adıyla modernleştirmiştir. İş çıkışı koşar adım derneğe gelen erkeklerimiz sosyal yaşam olarak yine kumarı görüp kafasını kumdan çıkarmamaktadır. Aile yaşantısını hala memleketindeki gibi muhafaza etmektedir. Oyun oynadığı derneğe başkan olanlar da var içlerinde. Sanmayın onlar belirli bir aşama kat etti. Hayır. Hanımlar için bir girişimde bulunan kimse yok. Yada bariz görünen adımlar atılmıyor diyelim.

Kadınlar da yine zaman zaman çalıştırılıp veya evde tutularak sosyal haklardan mahrum edilmektedir. Şehrin genel kültürü insanımızı burada da değiştirememiştir.

Hiçbir erkeğimiz hanımını ve çocuklarını alıp herhangi bir sosyal etkinliğe katılmamışlar, aksine bunu bir ayıp olarak görmüşlerdir. Ruhumuza hala bu çarpık fikirler hakim.

Şalpazarı’nın duyarlı kadınlarla dolup taşması dileklerimle konuya nokta koyuyorum. Umarım bu yazıya ön yargılı yaklaşıp onur kırıcı olarak algılamaz toplumumuz. Amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.